Soru Cevap (Tıkla Öğren)
Porselen diş mi yoksa plastik diş mi yaptırsam
daha iyi olur?
Cevap: Porselen materyali daha dirençli olduğu için, her açıdan bakıldığında plastik yerine porselen kuronların tercih edilmesi gerekmektedir. Ayrıca porselen, dişeti dostu ve estetik olarak da üstün bir malzemedir.
Cevap: Diş ağrısı; dişin çürümesi, minesinin aşınması, dişetlerinin iltihaplanması veya diş köklerinin iltihaplanması gibi nedenlerden kaynaklanır.
Diş ağrısı, neredeyse her insanın hayatının bir veya birden fazla döneminde şikayet ettiği bir rahatsızlıktır. Genel kanı, diş ağrılarının basit ağrılar olduğu yönündedir ve bu nedenle dayanılmaz hale gelinceye kadar diş hekimine gitmek genellikle ertelenir. Ayrıca yine aynı kanı nedeniyle bilinçsiz ağrı kesici kullanımının ve çeşitli yöntemlerin en sık görüldüğü ağrı çeşitlerinden biridir.
Diş ağrılarının nedenleri
- Diş çürükleri ve diş abseleri
- Diş minesinin aşınması
- Dişeti hastalıkları
- Gömülü dişler
- Sinüzit gibi ağız dışı hastalıklar sıralanabilir.
Diş ağrıları nedenleri arasında en sık görülen diş çürükleridir. Toplumun %97'sinde diş çürüklerine rastlanmaktadır. Bu durum özellikle kötü veya yetersiz ağız hijyeninden kaynaklanır. Ağız içine yerleşen bakteriler şekerli ve unlu yiyecek kalıntıları ile asit oluşturur ve bu da dişin koruyucu tabakasını zayıflatarak çürüklere neden olur.
Diş ağrıları genellikle zonklama şeklinde ve oldukça rahatsız edici olarak duyulur. Ağrı gittikçe şiddetlenir ve bazen dayanılmaz bir hal alır. Özellikle abse gibi iltihabi bir durum varsa dışarıdan farkedilecek kadar şişliklere neden olabilir. Sıcak-soğuk hassasiyeti ve dişe bastırınca hassasiyet artar. Dişlerde minik kırılmalar görülebilir.
Diş ağrısı başladığında vakit kaybetmeden bir diş hekimine gitmek gereklidir. Zira diş ağrısı nedenlerinden de anlaşılacağı gibi, ağrı kendi kendine geçme özelliği genellikle göstermez ve tedavi gerektirir.Ancak diş sağlığını korumak ve diş ağrılarında en iyi tedavinin yapılmasını sağlamak için bazı noktalara dikkat edilebilir.
Diş Ağrısı Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Cevap: Ağız hijyenine dikkat etmek
Diş ağrısı başladığında, diş aralarında kalmış yemek artığı, vb olup olmadığı kontrol etmek; varsa dişe zarar vermeden ve ağrıyı artırmadan temizlemek
Bilinçsiz ve aşırı ağrı kesici kullanımından kaçınmak
Bilinçsiz ağrı giderme yöntemlerinden kaçınmak (ağrıyan diş üzerine ağrı kesici konması, alkollü pamuk uygulaması, vb.)
Diş hekimine ağrı ile ilgili ayrıntılı bilgi vermek ve varsa daha önce geçirilen diş operasyonlarından haberdar etmek
Ağız kokusunu engellemek için ne yapabilirim?
Cevap: Kötü ağız kokusu, çoğu zaman mahcubiyete, sosyo-psikolojik problemlere sebep olur.
Çoğunlukla fena ağız kokusunun sebebi (%90 oranda) ağız içi kaynaklıdır. Diğer sebep ise mide-barsak yada üst solunum yolu rahatsızlıklarıdır. Bunlara ilaveten özellikle çocuklarda barsak parazitlerine bağlı daha çok sabahleyin gözüken ağız kokusu oluşabilir. Bazı sistemik hastalıklarda da (diyabet gibi) kötü koku görülmektedir.
Ağız içi kaynaklı kokunun sebepleri başlıca;
1. Kokulu yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi
2. Diş çürüğü
3. Periodontal (dişeti ve çevre kemik dokusu) hastalıklar
4. Sürekli ağız kuruluğu
5. Tütün kullanma
6. Yetersiz ağız hijyeni (kötü bakım)
Dişhekiminiz size ağız kokusunun sebebinin belirlenmesinde yardımcı olur eğer sebep ağız içi kaynaklı ise bu sorununuzun giderilmesinde gerekli tedavi planlamasını yapar.
Cevap: Yediğimiz gıdalar solunumumuzu etkiler, özellikle soğan sarımsak gibi yiyecekler kan dolaşımımıza geçerler, oradan akciğerlere transfer edilir ve nefesimizle dışarı atılır.
Diş fırçalama, dişipi kullanımı ve ağız gargaraları, sakız çiğneme kokuyu sadece geçici olarak maskeler. Vücut gıdayı elimine edene kadar koku kalır. Diyet yapanlarda düzensiz yemek yemeye bağlı olarak ağız kokusu olur.
Düzenli ağız bakımı olmazsa, gıda artıkları dişler arasında, dilin ve dişetlerinin üstünde birikerek ağızda kalır, belli bir süre sonra kokuya neden olur. Protezlerin de iyi temizlenememesi ağız kokusuna yol açar.
Periodontal sağlığın bozulduğunun en önemli habercisi de ağız kokusudur.
Bir diş fırçasını ne kadar kullanabilirim?
Cevap: Genelde 3-4 ay kullanılabilir. Diş fırçasının bozulduğunu kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlayabilirsiniz. Sert kıllı fırçalar dişlerinize zarar verebilir. Çocuklar ise henüz doğru fırçalamayı tam olarak uygulayamadıklarından daha çabuk fırça eskitirler.
Çocuğumun dişlerini günde kaç kez fırçalatmalıyım?
Cevap: Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece üçer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterlidir. Her iyi alışkanlık gibi diş fırçalama alışkanlığı da çocukluk döneminde kazanılacaktır.
Diş çekiminden sonra neler olur, neler yapılmalıdır?
Cevap: Ortalama 3 saat sonra, uyuşukluk hissi geçer.
Çekim yerine konan pamuk tampon 15 dakika dişler sıkılarak bastırılmalıdır, çekim yarasının ilk andaki kanaması bu tamponlama ile durdurulmaktadır.
Pamuk tamponun sık sık değiştirilmesi pıhtılaşmayı geciktireceğinden tavsiye edilmez.
Tampon atıldıktan sonra (kişiye ve yara yerine göre) pıhtılaşma başlayana kadar sızıntı şeklinde bir kanama olur.
Uyuşukluk geçtikten sonra hafif bir ağrı olabilir. Bu durumda (Aspirin dışında !) ağrı kesici bir ilaç kullanılabilir.
Biberon çürüğünden korunmak için ne yapmak gerekir?
Cevap: Bebeklerde meydana gelen çürüklerin tedavisi çok güç olduğundan, koruyucu önlemlerin erken dönemde alınması gerekir. Bunlar:
Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin.
Biberondaki süte şeker, bal, pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin.
Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin.
İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizleyin.
Süt diş çekimi alttaki dişe zarar verir mi?
Cevap: Zamanı geldiğinde yerini almak için hareket eden daimi dişler üzerlerindeki süt dişlerinin köklerini eritirler ve süt dişi sallanmaya başlar. Hekim diş çekimi sırasında altındaki daimi dişe zarar vermemek için özen göstermelidir. Doğru şekilde yapıldığında, süt dişi çekimi veya anestezi alttaki sürekli dişe kesinlikle zarar vermez.
Çocuğumun tel takmaya ihtiyacı olup olmadığını nasıl anlayabilirim?
Cevap: Dişlerin çapraşık ve sıkışık durması, birbirlerinin üstlerine binmiş olmaları, üst ya da alt çenenin diğerine göre daha fazla önde ya da geride durması ortodontik tedavinin gerekliliğini gösteren durumlardır. Bunun yanısıra; çiğnemede güçlük, ağızdan nefes alma, dili ön dişlere bastırma, parmak emme alışkanlığı, çene kemiğinden gelen çıtırtı ve benzeri sesler de ortodontik tedavinin yapılmasını gerektirebilir. Çoğu zaman ortodontik tedavinin gerekliliği kolayca anlaşılmayabilir. Çocuğunuzu dişhekimi muayenesine götürerek bu durum konusunda daha kesin bir sonuca ulaşabilir ve tedavisi için yardım alabilirsiniz. En doğru yaklaşım çocuğunuzu küçük yaşlardan itibaren düzenli olarak (6 ayda bir) dişhekimi kontrolüne götürmektir. Bu şekilde hekiminiz sizi çok geç olmadan ortodontiste (diş çapraşıklıklarını tedavi eden dişhekimi) yönlendirebilir. Erken müdahale ile bir çok sorun ilerlemeden önlenebilir.
Bruksizm (Diş Gıcırdatma) nedir?
Cevap: Genellikle uyku sırasında dişleri bilinç dışı bir şekilde sıkarak yapılan bir eylemdir. Bu normal olmayan bir durumdur ve oldukça rahatsız edici bir ses ortaya çıkar. Bruksizmin genetik olduğu düşünülmekte ve toplumda ortalama olarak her 5 kişiden 2 sinde bulunmaktadır. Bruksizmi olan kişilerin yüzde 5 ile 10 arası bir kısmı dişlerine uyguladıkları kuvvet sonucu dolguların ve dişlerin kırılması gibi zararlara yol açabilmekte, bir kısmı da çene eklemi disfonksiyonlarından şikayetçi olmakta ve sabahları sebepsiz başağrısı ve yüz ağrıları çekmektedirler.
Bruksizmin psikolojik ve fiziksel bir çok sebebi olabilmektedir, fakat bunlar arasında en öncelikli olanı strestir. Stresin arttığı dönemlerde bruksizm de şiddetlenir. Bazen dişlerdeki kapanış bozuklukları da bruksizme sebep olabilmektedir.
Bruksizminizin olup olmadığını anlamak için size birkaç soru soruyoruz:
- Dişlerinizi uyurken gıcırdattığınızı eşiniz ya da ailenizden birisi size söyledi mi?
- Boyun ve omuz kısımlarınızda ağrılarınız oluyor mu?
- Eklemlerinizden klik sesi geliyor mu?
- Sabahları uyandığınızda çene ekleminiz, yüz kaslarınız ve kulaklarınızda bir yorgunluk ya da ağrı oluyor mu?
- Dişleriniz hassas mı?
Bruksizmin sebep olduğu problemlerin tedavisi mümkünken bu durumun tamamen ortadan kaldırılması her zaman mümkün değildir. Tedavi daha çok akut problemleri çözmeye yönelik olarak uygulanır ve bir dişhekimi ve fizyoterapistin birlikte çalışmasını gerektirebilir. Kasların gevşemesine yönelik tedaviler uygulanabileceği gibi diş problemlerinin hallolması da sorunu çözebilmektedir. Bazen bunlar yeterli olmamakta stres için tavsiyeler, ya da bruksizm için ilaç enjeksiyonu uygulanabilmektedir.
Dişler üzerine diş hekimi tarafından uygulanan şeffaf plaklar (gece plağı) aracılığıyla bruksizmin zararlı etkilerinden korunmak mümkündür. Bu plak gece yatmadan önce takılarak dişlerde aşınma ve ağrı oluşması engellenebilir.
Cevap: Dişte oluşan taşların birikmesi bakterilerin çoğalmasına neden olduğundan diş eti rahatsızlıklarına, diş minelerinde zedelenmelere, diş çürümelerine ve diş eti çekilmelerine neden olmaktadır.
Diş eti rahatsızlıkları ile başa çıkabilmek için diş temizliğine çok önem verilmesi gerektiğini belirten diş hekimleri, ultrasonik cihazlar ile ya da diş minesine zarar vermeyecek en uygun aletler yardımı ile diş üzerinde oluşan kalın plak tabakasını ve diş taşlarını temizlerler.
Ağzı bakımınızı düzgün yaptığınız taktirde diş üzerinde oluşan plak tabakası ve diş taşı tabakası oluşumu en alt seviyeye düşecektir. Eğer diş taşı ve plak oluşumunuz sık ise bu, ağız bakımınıza yeterince özen göstermediğinizin ve etkin bir ağız içi temizlik yapamadığınızın belirtisidir. Dişhekiminizden doğru diş fırçalama ve dişipi kullanma tekniklerini öğrenmeniz ve ağız içi temizliği düzenli olarak yapmanız gerekmektedir.
İmplant Tedavisi Nasıl Uygulanır?
İmplantlar, diş kökü şeklinde titanyumdan hazırlanmış, çene kemiğine küçük bir operasyon ile yerleştirilen suni diş kökleridir.
Titanyum doku dostu bir malzemedir. Kemik ile özel bir bağ oluşturarak yerleştirildiği yere, hücresel olarak tutunur. Bu tutunma tamamlandığında (2-6 ay) üst yapı dediğimiz protezi hazırlama işlemine geçilir. Günümüzde implantlar tartışmasız olarak doğal dişe en iyi alternatiftir.
HANGİ DURUMLARDA İMPLANT YAPILIR?
İmplantlar, diş kökü şeklinde titanyumdan hazırlanmış, çene kemiğine küçük bir operasyon ile yerleştirilen suni diş kökleridir.
Total protezler artık dişsiz ağızların tek şansı olmaktan çıktı. Çene kemiğine yerleştirilen implantlar ve bunlardan destek alınarak hazırlanan protezler, artık hastalara kendi dişleriyle çiğniyormuş hissi vermekte ve bu sebeple sıklıkla tercih edilmektedir.
HER HASTAYA İMPLANT UYGULANABİLİR Mİ?
İmplant yerleştirilecek bölgede çene kemiğinin implantı kabul edecek yükseklik ve genişliğe sahip olması gerekmektedir. Mevcut kemiğin kalitesi implantın başarısını etkileyen faktörlerden biridir. Gençlerde kemik gelişiminin tamamlanması gerekmektedir. Erişkinler için üst yaş sınırı yoktur. Genel sağlık durumu iyi olan herkese implant uygulanabilir. Hijyen, implant uygulamalarında ayrıca önem taşımaktadır. O yüzden implant uygulanacak kişinin ağız bakımına dikkat etmesi implantın başarısında büyük rol oynamaktadır.
AĞRI OLACAK MI?
Operasyon hekim ve hastanın tercihine göre lokal yada genel anestezi altında uygulanır. Her cerrahi müdahalede olduğu gibi biraz ağrı beklenebilir. Anestezi ve sedasyon ameliyat sırasındaki rahatsızlığı neredeyse tamamen önleyecektir. Ameliyat sonrası, diş çekiminden sonraki ağrıya benzer bir ağrı olabilir. Bunun için doktorunuz tarafından bu ağrıyı kesecek ilaçlar verilecektir.
Sizlerin diğer hastalarımıza, implant tedavisinden sonra nasıl hissettiklerini sormanızı isteriz. Doktorlarımız ve ofis ekibimiz kendinizi rahat hissetmeniz için her zaman yanınızdadır.
İMPLANT OPERASYONU VE PROTEZİN TAMAMLANMASI NE KADAR SÜRER?
Operasyon süresi implant sayısına ve hastanın durumuna bağlı olarak yarım saat ile birkaç saat arasında değişebilir. Operasyondan sonra, implant ile çene kemiğinin birleşmesi için (osteointegrasyon) yaklaşık olarak 2-6 ay kadar beklenir. Eğer gerek görülürse bu dönem süresince size geçici bir protez kullandırılabilir. Daha sonra vakanın özelliğine göre birkaç seans süren bir uygulama ile implant üstü protezleriniz takılır.
Bazı uygun koşulların sağlanabildiği durumlarda hiç beklemeden de protez yapılabilmektedir.
PAHALI BİR TEDAVİ MİDİR?
İmplant uygulamaları rutin diş hekimliği hizmetlerinden daha karmaşık ve uzun süreli işlemleri gerektirir. Ayrıca kullanılan malzemelerin değerli olmasından dolayı yüksek bir harcama gerektirirler. Fakat unutmamak gerekir ki implant uygulamaları ile gerek estetik gerekse fonksiyon açısından diğer tedavilere göre en ideal sonuçlar elde edilir.
İMPLANT'IN AVANTAJLARI NELERDİR?
- Daha estetik ve daha doğal bir görünüm sağlarlar.
- Dişler stabil kalır. İmplant üstüne yapılan total (damak), parsiyel veya sabit protezler hiç oynamaz. Tutuculuk maksimumdur.
- Çekilmiş dişlerin olduğu kemik bölgelerinde zamanla madde kaybı olur ve kemikler gittikçe incelir. Buna bağlı yüz profilinde bir takım değişiklikler olur. İmplant'ların yerleştirilmesi ile bu kemik kaybı engellenir.
- Çiğneme fonksiyonu düzeldiği için daha dengeli ve iyi beslenme sağlanır. Böylece iyi çiğneyememeye bağlı olarak oluşmuş mide problemleri giderilir.
- Doğal görünüm ve estetiğin sağlanması ile kişinin kendine güveni artar.
İMPLANT'IN DEZAVANTAJLARI NELERDİR?
- Diğer tedavi alternatiflerine göre daha yüksek maliyette olması.
- Diğer tedavi alternatiflerine göre daha uzun zamanda tedavinin bitmesi.
- Hassas bir klinik ve laboratuar çalışması gerektirmesi.
- İmplant öncesinde ağız bakımına önem veriyor olmak.
- İmplant sonrasında ağız temizliğine özen göstermek.
İMPLANT TEDAVİSİNDE BAŞARI ORANI NEDİR?
Yapılan bilimsel çalışmalarda implant başarısının %90-100 arasında değiştiği gösterilmiştir. Fakat elbetteki her tıbbbi işlemde olduğu gibi %100 garanti vermek mümkün değildir.
implant tedavisinin başarısı:
- İmplant öncesi ve sonrasında ağız sağlığı ve temizliğine özen gösterilmesine
- İyileşme döneminde kullanılan alkol ve sigara miktarına
- Genel sağlık durumunun iyi olmasına (Kontrol edilemeyen şeker hastalığı iyileşmeyi olumsuz yönde etkiler)
- İmplant'ların steril bir ortamda yerleştirilmesine
- Endikasyonun hekim tarafından doğru konulmuş olmasına doğrudan bağlıdır.
İMPLANTLARIMA NASIL BAKACAĞIM?
Evde yapacağınız rutin bakım ve hekiminiz tarafından 3-4 ayda bir uygulanacak olan profesyonel temizlik yeterli olacaktır. Hekiminiz implantlarınız ve üst yapısı bittikten sonra nasıl bir bakım yapmanız gerektiğini gösterecektir. Günde 2 defa ayıracağınız 3-4 dakika ile bu bakımı kolaylıkla sağlayabileceğinize emin olabilirsiniz.
Zircon Restorasyonlar Nasıl Yapılmalı?
METAL DESTEKSIZ FULL PORSELEN KURONLARDişlerden herhangi birinin madde kaybına maruz kalması veya çekilmesi sonucu ağız içinde boşluklar meydana gelir ve komşu dişler bu boşluğa doğru hareket eder. Böylece ağız içi diş yapısı ve şekli bozulur. Bu boşluklar uzun süre doldurulmaz ise dişlerin birbirileriyle ilişkisi yani kapanış bozulur, dişlerde devrilmeler meydana gelir ve eklem sorunları ortaya çıkabilir. Bu nedenle boşluğun büyüklüğü ve sayısına göre kuron ya da köprü ile bu boşluklar doldurulmalıdır. Günümüzde metal desteksiz full porselen kuron- köprüler ile hiç metal kullanmadan ağız içi boşlukların giderilmesini sağlanabilmekte ve son derece doğal ve estetik sonuçlar elde edilebilmektedir.

Önceden dişleri kesilmiş kişilere de metal desteksiz porselen kuronlar uygulanabilir.
Kuronların görüntüsünü pek çok şey etkilese de en önemlisi ışığa verdikleri tepkidir. Doğal dişler ışığı geçirir. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Metal desteksiz porselen kuronların ışık geçirme özelliklerinden dolayı, derinlik ve canlılıkları daha fazladır böylece doğal dişe en yakın sonuçlar elde edilir.
FULL PORSELEN KURONLARIN AVANTAJLARI
- Full porselenler ışığı geçirdiklerinden doğal diş yapısına çok benzer bir estetik oluştururken, çok iyi yapılmış bile olsa metal-porselenlerde bir donukluk ve yapaylık vardır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde full porselenler tercih edilir.
- Metal destekli porselenler bazı ışıklarda (disko, fotoğraf makinası flaşı vb.) ağızda yokmuş gibi koyu renk bir boşluk görüntüsü verirler. Full porselenler ise doğal diş gibi her türlü ışığı geçirirler.
- Metal destekli porselenler mekanik olarak dişe yapıştırılırlar. Full porselenler mekanik ve kimyasal olarak dişe tutturulur. Bu yüzden metal desteklilere göre tutuculukları çok daha yüksektir.
- Metal desteksizlerde alt yapıda metal olmadığı için kuron-diş eti hizasında koyu renk bir çizgi olmaz. Daha estetik bir görüntü sağlanır.
- Diş eti çekildiğinde, full porselenler estetik görünümlerini korurlarken, metal porselenler diş ile birleştikleri bölgede kötü bir görüntü oluştururlar
- Alt yapıda kullanılan bazı metallere karşı (nikel vb.) oluşabilecek allerji riski full porselenlerde yoktur.
METAL DESTEKSİZ IPS KÖPRÜLER
Güçlendirilmiş porselenin özel makinalarda sıkıştırılması ile elde edilir. Özellikle ön dişlerde, ışık geçirgenliğinin çok iyi olmasından dolayı tercih edilir. Arka bölge için özellikle çiğneme kuvvetlerine karşı yeterince dayanıklı değildir.
METAL DESTEKSİZ ZİRKONYUM ESASLI KÖPRÜLER
Bu sistemde alt yapı olarak metal yerine beyaz bir alaşım olan zirkonyum kullanılır. Son teknoloji ürünü bu altyapı estetik ve dayanıklılığı birarada sunabilme özelliğine sahip tek malzemedir. Sistemin en büyük avantajı ulaştığı çok yüksek dayanılılıkla arka bölgedeki köprülerde de tam estetik bir görünüm sağlamasıdır.
Zirkonyum Nedir?
Uzun yıllardır porselen uygulamalarında dayanıklılık için, porselen dişin altına metal bir alt yapı kullanılmaktaydı. Bu metal alt yapının diş etleri, diş dokusu, genel vücut sağlıgı ve en önemlisi estetik yönünden mahsurları bilindiginden, porselen alt yapısında metale alternatif bir malzeme arayışı yıllardır sürmekteydi.
Daha önce tıbbın diger alanlarında başarıyla kullanılan zirkonyum'un dişhekimliğinde porselen metalinin yerine uygulanması ile yeni bir devir açılmış oldu.
Çünkü bu yeni zirkonyum alt yapılı porselen kaplamalar diş eti problemi, ve allerji yapmamasının yanında, ışık geçirme özelliği ile dogal dişlere yakın estetik ve fonksiyonu yakalamımızı sağlamaktadır.
Zirkonyumun üzerine porselen konularak yapılan kuron(kaplama) ve köprüler Ceramic ve Zirkonyum kelimelerinin birlestirilmesinden oluşan CERCON kısa adı ile anılır. 900 Mpa dirence sahip sistem en yüksek fiziksel değerlerin yanında ışık geçirme özelliği doku uyumu ve birçok değişik endikasyonu kapsayarak dişhekimliğinde yepyeni bir dönem başlatmıştır.
Materyalin başarısı tıp ve endüstri alanında kanıtlanmıştır. 1998 yılında başlayan araştırmalar sonucunda 2002 yılı başından itibaren klinik uygulamalara tüm dünyada geçilmiştir. Bu yeni uygulama ile hastada metal-seramik ve tam seramik restorasyonlarda oluşan estetik kaygılar kesinlikle ortadan kalkmaktadır.
Nerelerde kullanılabilir?
- Tek diş kuron restorasyonları
- 3-6 üyeli (anatomik uzunluğu 38mm.ye kadar olan) köprüler
- İmplant üstü kuron - köprü çalışmaları
Mükemmel Sonuçlar İçin Yüksek Teknoloji
Bugüne kadar, zirkonyum oksit üretimdeki yüksek maliyeti nedeniyle dental uygulamalarda kullanılmıyordu. Zürih Federal teknoloji enstitüsü tarafından geliştirilen bir proje sayesinde zirkonyum oksit ekonomik bir şekilde diş hekimliğinde kullanılabilir hale gelmiştir. Zirkonyum 1960 'lı yıllardan beri tıpta da kullanılmaktadır, yapılan uzun süreli çalışmalar ile materyalin güvenilirliği kanıtlanmıştır.
Zirkonyum başta kalça eklem protezleri olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde çeşitli amaçlarla kullanılmış ve bugüne kadar herhangi bir yan etkisi veya zararının olmadığı, allerji yapmadığı saptanmıştır.
Zirkonyum, yüksek ısılara, darbelere dayanıklı, hafif, ısı ve elektrik iletmeyen, ışık geçirebilen bir elementtir.
Ayrıca ağızda tad bozukluğuna, dişeti problemlerine ve ağız kokusuna yol açmayan sağlıklı bir materyaldir.
Dişlerinizden alınan ölçü ile hazırlanan model üzerine dişlerinizin bir mum modeli hazırlanmakta. Bilgisayar destekli bir cihaz bu modelden aldığı bilgiler doğrultusunda zirkonyum oksit bloğu aşındırarak dişlerinizin alt yapısını hazırlamaktadır. Aşındırılarak hazırlanan yapılar üzerine uygun renkte seramik yerleştirilerek çalışma tamamlanmaktadır.
Artık yeni yüksek teknoloji ürünü olan zirkonyum oksit ile metalsiz güçlü ve estetik restorasyonlar başarıyla yapılabilmektedir.
Her Yönden Vücut ve Dişlerle Uyumlu
Cercon: modern diş hekimliğinin temel gereksinimleri olan estetik, sağlamlık, doku uyumu ve doğallık konularında bugüne kadar ulaşılan en yüksek kaliteye sahip bir üründür.
EN ÇOK SORULAN SORULAR
- Özel bir yapıştırma gerekir mi?
Hayır, geleneksel yöntemler kullanılarak yapıştırılabilmektedir
- Geçici yapıştırma yapılabir mi?
Evet
- Sıcak-soğuk hassasiyeti gelişir mi?
Hayır, sıcak-soğuk hassasiyeti gelişmez.Çünkü Zirkonyum Oksitin ısı yalıtıcı özelliği vardır.
- Alerji yapar mı?
Hayır, Zirkonyum Oksit doku uyumlu bir maddedir alerji yapmaz.
- Opak mıdır?
Hayır